Merhume tekrar tanrıdan rahmet ve kederli yakınlarına sabır ve başsağlığı dileriz.

    Gençler Ziraat Mühendisli okurken okulda tanışmışlar.

    Merhuma tanrıdan rahmet kederli yakınlarına sabır ve başsağlığı dileriz.

   Bu gün öğlen ise merhume için Cem Evinde bir yemek verildi. Merhumenin üçü, Salı günü saat 12'00'de Cem Evinde yapılacak.

Geçen hafta bir çocukluk arkadaşım, Hasan AKYILDIZ merhaba demek için uğramıştı. Hasan, veteriner olmuş ve bu işten emekli olmuş, şimdi Antalya'da yaşamaktadır.  

    Ayak üstü görüşmemizde sitemiz izlediğini ve işimizle ilgili olumlu düşünceler ifade ettikten sonra; üzerine basa basa, Cetin Altan'ın çocuklarından fazla alıntı yapıyorsun, ilerici, aydın yazar mı yok; hem Taraf Gazetesi Fetullahcıların kontrolünde... filan dedi. 

    Hasan'ın görüşüne saygım var; fakat sol, ileri, çağdaşlık... adına söylenmesi gereken sözlerin çoğu, bunların ağzından çıkıyor.

    Birleşik Komünist Partisi ve Yeni Demokrasi Hareketinin kurucularından Zülfü DİCLELİ, "APK yapısı gereği Demokrat değil. “AKP demokrasi için mücadele etmiyor. Demokrasi mücadelesi, AKP’ye tarihin bir oyunu. O, askerin baskısına karşı durmak için mecburen demokrasinin önünü açıyor.”  Onlar kendi varlıklarının teminatı olarak demokrasiyi görüyorlar."diyor. Bende benzer görüşteyim. "Müesses Nizam-kurulu Düzen" onları sıkıp boğuyor; önlerinde büyük bir engel.

   Vesayetin ortadan kaldırılmasının en meşru ve yasal yolu demokratik bir yapının oluşturulmasıdır.

    Bana göre bu süreç Ak Parti'yi de "İslamcıları" da değiştirecek. Geniş bilgi için Zülfü DİCLELİ'nin Neşe DÜZEL'e verdiği mülakata bakınız.

   Bu hususta, Zülfü LİVANELİ ile Bekir ÇOSKUN arasında geçen yazışmaya bir göz atın.

  Livaneli "Fikir mi Önemli, Kimin Söylediğimi" başlıklı yazına Karşılık Bekir ÇOŞKUN "O Türküyü Kim Söyledi" yanıt veriyor.

Kıssa

     Bir gece, benden 3,4 yaş büyük ağabeylerimle oturuyoruz. Sohbetin bir yerinde(axxx) rahmetli Mamoğ abinin (Harmanda’nın Momoğ) sağlığındaki espirili anlılarından bahsetmeye başladı. Bu(axxx)nın birinci kıssası bitmek üzereyken, ben araya girip, “bir gün Mamoğ ağabey ile Oktay” diyecek oldum; ama (axxx) ikincisini anlatmaya başladı, beni hiç dikkate almadan. İkincisini bitirmek üzereyken, tekrar “bir gün Mamoğ abi ile Oktay” diyecek oldum; diğer abimiz(bxxx)de ilgili bir anısından bahsetti, bitirmek üzereyken, yine araya girdim; bu kez de diğer üçüncü abimiz(cxxx) bir anısını anlattı, buna ikinci bir anısını eklerken bendeki araya girme arzusu kayboldu! Hep gülüştük; fakat benim gülmemin tabii başka bir sebebi daha vardı…

Benim rahmetli ile ilgili olan anlatmak istediğim hikâye ne?>>> 

Diyanet’in ‘cemevi tavrı’ değişmedi

Ankara’da düzenlenen 3. Alevi çalıştayında konuşan Diyanet temsilcisi Hamza Aktan, ‘cemevlerinin mabet kabul edilmesi’ talepleriyle ilgili tereddütleri olduğunu söyledi. Aktan, “cemevleri ibadethane değil” görüşünü tekrarladı

Alevi örgütleri ve Alevilerin sorunlarıyla ilgili bilim adamları ile birinci ve ikinci Alevi çalıştayını gerçekleştiren hükümet, ilahiyat fakülteleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı temsilcilerinin katılımıyla 3’üncü çalıştayı da topladı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Hamza Aktan, Diyanet’in, Alevilerin tepkisini çeken “cemevleri ibadethane değil” görüşünü tekrarlarken, cemevlerinin mabet kabul edilmesi talepleri konusunda tereddütleri olduğunu söyledi.
Rixos Otel’de düzenlenen çalıştayda “Alevi vatandaşlarımızın özgürlüklerine, alabilecekleri haklarına Diyanet’in engel oluşturacak görüşü yoktur” diyen Aktan, şöyle devam etti:
“Sadece, cemevlerinin mabet kabul edilmesi ile alakalı talepleri konusunda bir tereddüt var. Çünkü mabet bir dinin bütün mensuplarının ibadet ettikleri ortak mekândır. ‘Müslümanım’ diyorsa eğer onun ibadet yeri camidir. Ve eğer biz cemevlerini camilerin alternatifi gibi görürsek o zaman İslam dışında başka bir şeyin tartışmasını gündeme getiriyoruz gibi bir endişe taşıyoruz. Yani buradan ‘yavaş yavaş bir yozlaşmaya gitmesin’ diye bir endişemiz vardır. Cemevlerini inşa ederken maddi yardım istiyorlarsa alsınlar. Ama ‘camiye alternatiftir’ denilirse bunda sakınca görüyoruz.”

İki sorun
Toplantıya katılan Devlet Bakanı Faruk Çelik de, ülkenin demokrasi çıtasını yükseltmek için toplumsal bazı sorunları, demokrasi ve insan hakları temelinde yeniden ele alıp değerlendirme amacı taşıyan bir dizi girişim başlattıklarını söyledi.
Bunlardan birinin, adına ne denilirse denilsin özelde Kürt kökenli vatandaşları, genelde tüm Türkiye’yi yakından ilgilendiren ve 30 yıla mal olan bir sorun olduğunu belirten Çelik, diğerinin de yüzlerce yıllık bir geçmişi olan, ihmaller ve diyalog eksikliği sonucu bugüne gelen Alevi-Bektaşi toplumunun sorunları olduğunu söyledi. Çelik, şunları kaydetti:
“Her iki sorun için çözümlerin ertelenmesi sadece huzurumuzu değil, son zamanlarda küresel güç olma yolunda kazandığımız ivmeyi zayıflatarak ülkemizi tekrar kendi kabuğuna hapsedecektir. Farklı inançlar, farklı kültürler, farklı pratikler, bir açıklamaya muhtaç kılınmaksızın yaşama hakkına sahip olmalıdır. Ne yazık ki zaman zaman bu ölçülerin kaybedildiği, birlikte yaşama arzusunun zaafa uğratıldığı süreçler de olmuştur.” Çelik, kapanış konuşmasında da şunları kaydetti:
“Demokratik, laik devletin din, inanç ve düşüncelere yönelik belli tariflerle vatandaşlarına bir fikri dayatması söz konusu olamaz, olmamalıdır. Sosyal hukuk devleti ancak ayrım yapmadan dini taleplerin karşılanmasının önündeki engelleri kaldırmakla yetinmelidir.”

‘Yol haritası belirlenebilir’
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk de, “Çalıştaydan Alevilerden çok Sünniler yararlanacak. Özeleştiriyi burada hayata geçiriyorlar. Buradan nihai bir çözüm beklemek acelecilik olur. Yol haritası belirlenebilir. Bunu çağdaş hümanizm ve Atatürk cumhuriyetinin getirdiği laiklik çerçevesinde çözeriz. Yani bu işi din tartışmaları ile çözemeyeceğimizi anlayacağız” dedi.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlhami Güler de, “Alevilerin cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması ve din dersi kitaplarının istekleri doğrultusunda yazılması yönündeki taleplerinin karşılanması gerekir” dedi.
Çalıştaya, 42 ilahiyat fakültesinden öğretim üyeleri, Goethe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer Özsoy da katıldı.
 

Milliyet

Yayın Tarihi : 20 Ağustos 2009 Perşembe 16:48:19

    Cübbeli Ahmet Hoca'nın ilginç ve komik dört klipini ekledim: My Space Videolar bölümüne.

    Tanrı kabul etsin.

DUYURU

Sevgili Fethiyeliler

Yardım yapmamız gereken herkese önem sırasına göre Fethiye belediyesi olarak yardım yapacağız. Buna  Yazıhan Kaymakamlığınıda  katarak bir nebzede olsa ihtiyaç sahibi herkesin ya evini onaracağız yada gücümüz ölçüsünde 60-70 m2 ev yapıp içine otutturacağız.Öncelikle

Hüseyin KUTLU

Kör Satı

Zübeyde DEMİRHAN

Dursun TAŞDEMİR

Medine ASLAN

    İlk etapta bu şahıslara arsa tahsis edilip evleri yapılacak yada onarılacaktır. BİR TUĞLADA BEN KOYAYIM  diyen herkes yardımcı olabilir. Bu yapılacak işlerin ve yardımların  başında Ahmet GÜLER ilgilenecektir.İsterseniz kişilere kendinizde yardımlarınızı yapabilirsiniz.Biz belediye olarak bu işi başlattık. Siz değerli Fethiyelilerinde devam edeceğine canı gönülden inanıyorum .İnşallah  bu yardımların devamı gelir.

                                                                         Habib YÜCEL

                                                                       Belediye Başkanı

     NOT: Yukarıdaki duyuruyu başkan yazdırmış, ben arkadaşımdan aldım. Bir tek noktasına ve virgülüne dahi dokunmadan yayınlıyorum. Belediye binasına yapılan yardımların listesini, Haberler Ana sayfasında "Yardımlar" linkine ekledim. Bu sayfa her gün güncellenecektir.

 Belediye Başkanı Habib YÜCEL, bu gün saat 11.00'da halkı bilgilendirme toplantısı yaptı.

   Toplantı sonunda Belediye binası için halkımızdan destek istedi. Orada bulunanlardan yardım yapanların isimleri aşağıdaki gibidir.

   Üç gün önce ise aynı top akasyalardan 50 tanede Bülent İLHAN göndermişti. Belediye iş makinesi ve personeli ile bu ağaçları dikti.

    Bu ağaçların alımına ve dikimine, emeği  geçen herkese teşekkürler.

    Bundan sonra, ağaç diktiren yardımseverler bu büyüklükte, çam fidanları alsa, farklı bir güzellik oluşur. Küçük fidanların yetişmesi uzun zaman alıyor.

    Albay Aliseydi KARAKAŞ, bir sohbetinde, kalklık yada Eynik mevkiinde 3000 dönüm alanın ağaçlandırılması için, İlde tanıdıklarının yardımcı olacağından bahsetti.

    Davette küs olan iki abimiz, albay Aliseydi KARAKAŞ ile davette bulunanların araya girmesi soncu barıştırlar.(Zaman darlığından bu görüntüleri de bu gün ekliyorum.)

 ***

    Fatma ile Mehmet Ali EKER'in Kınası 11 Ağustos 2009 tarihinde Fethiye'de yapıldı, düğünü ise 12 Ağustos tarihi akşamı Gelişim Düğün Salonu/MALATYA'da yapılacak.

    Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.

    Not: Fatma, Ali YALÇIN'ın kızı. Düğün resimlerinin içerisindeki inşaat resimleri, Hasan EROL'un yaptırmakta olduğu evdir.

***

    10 Ağustos 2009 tarihinde, Yusuf ÖZACAR, Vaylo Dede'de bir kurban kesti. Tanrı dileğini kabul etsin. Vaylo Dede ile Karadirek'ten çektiğimiz görüntüler yan taraftadır.

    Yandaki albüme yeni resimlerde ilave edip toplam 4 albüm olarak bu görüntüleri düzenledim.

   Videoların bir kısmını ben fotoğraf makinemle, bir kısmını Hikmet ÖZİLHAN'ın, bir kısmını ise Yusuf ALTUN'un videosu ile çektim. Fotoğraf makinemle çektiğim görüntüleri, zaman yetişirse bu gün My Space videolara ekleyeceğim. Diğer videoları ilgili kişilerden alınca ekleyeceğim.

    Belediye Parkında sırasıyla Belediye Başkanı Habib YÜCEL, Ober-Ramstat Fethiyeliler Dernek Başkanı Avades ALTUN ile emekli albay Aliseydi KARAKAŞ yaptı. Bu üç konuşmayı My Space videolar bölümüne koyacağım.

   Dün Vaylo Dede ile Karadirek'e gittiğimden, bu görüntüler gecikti.

    Sahne ile protokol alanındaki halay ve coşkulu  sesler bakılırsa, yöremiz insanının ilgisi ve festivalleri bir günlük eğlenceye dönüştürme eğilimleri artıyor gibi.

   Toplantı sonunda Belediye binası için halkımızdan destek istedi. Orada bulunanlardan yardım yapanların isimleri aşağıdaki gibidir.

     Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.

 ***

   Vedat ALTUN bu gün Kızıldeli'de bir lokma döktü. Tanrı lokmasını ve dileğini kabul etsin.

      Geçen gece (İstanbul Gazi Mahallesinde ikamet eden) Ali ASLAN hakka yürümüştür. Merhuma tanrıdan rahmet kederli yakınlarına sabır ve başsağlığı dileriz.

       Merhumun naşı bu gün İstanbul'da defin edilmekte.

    Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.

     Gelin ile damat sanatçı olunca ortaya çok güzel görüntüler çıkıyor. İlk olarak gelinle damadın sahnede çalıp söylediği bir düğün gördük. Böyle bir görüntüyü Festivalimizde de görmek isterdik.

   Üç video görüntüsü çektik. İki video gelinle damatın bir video ise Derdiyoklar Aliekber AYDOĞAN'ın. Çektiğim resimleri ise bende pek beğenmedim. Harici flaşın bozuk olması resim kalitesini etkiledi

   Aynı gün ve saate Sevcan ile Sinanın düğünü denk geldiğinden, lokmadaki insan sayısı azaldı.

    Bu gün saat 12.00'da Sevcan ile Sinan AYDOĞAN'ın düğünü var. Yarin Belediye başkanı Habib YÜCEL halkı bilgilendirme toplantısı yapacak. Aynı gün Hüseyin GÜLER, Kızıldeli'de kurban kesecek.

    Ali ASLAN'ın(lakabı Aloğ-şimdi İstanbul'da),buradaki akrabalarından hasta olduğunu duyduk. Ali abiye geçmiş olsun der acil şifalar dileriz.

    Vahap ASLAN(Nigar ablanın eşi) kalpten amaliyat oldu. Sağlığı iyi. Şimdi Fethiye'de. Vahap abiye geçmiş olsun der acil şifalar dileriz.

   Aliseydi KARAOĞLAN, bir hafta üşütmeden dolayı Mavi Nokta hastanesinde yattı ve çıktı. Aliseydi Abiye 7 şise serum vermişler, bunu özellikle yaz dedi.

   Aliseydi abiye geçmiş olsun der acil şifalar dileriz.

    Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.   

  Handan AKDOĞAN ile Cihan AZAK, 06 Ağustos 2009 tarihinde yapılan bir düğünle hayatlarını birleştirdiler.

      Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.

      Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.   

    Merhuma tanrıdan rahmet kederli yakınlarına sabır ve başsağlığı dileriz.

   02 Ağustos 2009 tarihinde, Elmas ile Hasan ASLAN'ın üç oğlunun sünneti dolaysı ile Cem Evinde bir lokma döküldü.

    Hasan'ın kurdeleler bağlanmış 1990 model Tofaş otomobilin içinde, sünnet olacak çocuklar ile ben varım... Kirve Aşağı Tenci'den Muhammed YILAZ'ın oğlu Bülent. Sünnet olacak çocuklar, ana tarafından rahmetli Avadis abinin torunları.

    Hasan'ın otomobili ile kirve getirmeye giderken, rahmetli Avadis abinin evinin oryada uğrayıp onlarla kirveyi getirmeyi düşünüyoruz. Hasan Avadis abinin evini önüne yaklaşınca, en başta Ali ile Murat ALTUNOK'un otomobilini görünce, Murat,(sünnet olan çocukların en büyüğü) "şu BMW ailesini de çağıralım dedi..."

    İnince şaka olsun diye Yusuf ALTUN'a "yeğenin böyle söylüyor, siz ne ailesi oluyorsunuz," dedim? Yusuf, otomobilin markasını işaret etti. Murat'ın anlayışına göre onlarda Mercedes ailesi oluyor, demek ki.

     Az ileriye baktım ki, Ford ailesinin direksiyonunda ise Avadis...

    Tofaş eski idi ve düğünün vesilesi olacaklar bunun içerisinde idi. Tofaş önde gitmeliydi ve diğerleri onu takip etmeliydi. Ve ettiler.

    İster BMW, Mercedes isterse Ford ailesi olun, önde olması gerekeni ne taşıyorsa, onu takip etmelisiniz. Tofaş ta, bin yıllık gelenek taşınıyordu ve BMW ve Mercedes'ler, o geleneği takip ediyordu.

     Aracınız markası, modeli ve silindiri ne olursa olsun;  siz siz olun ve Tofaş'ta taşınan 'yüz yılların birikimi ve mirası olan olan bin yıllık geleneği' aşacak 'bir birikime, bilinç ve zihniyet düzeyine ulaşmadan,' Tofaş'ı geçmeyin, geçerseniz, "yoldan çıkanlardan" olursunuz...