AKTÜEL TARİHÇE EBRULİ ALMANYA ANTALYA DÜĞÜNLER OKUL DUYURU BAŞSAĞLIĞI ÖZEL HABER
Tarih 06 Nisan 2013, 03:55 Editör: Editör Aliseydi SEVİM

Kişinin kendine ettiğini / Mevlana…

Kişinin kendine ettiğini / Mevlana…

Sayın Aliseydi Bey.

Şahsen tanışmadığım kişiler benden küçük te olsalar, Bey diye hitap ederim. Benim tarzım, mizacım bu. Bey kardeşim Aslen Fethiyeli, 1944 Malatyadoğumlu, 37 senedir Avusturya’da yaşıyan gurbetçiyim

Bu yazım, 18.01.2012 tarihli yazınıza cevaben, 19.01.2012 günlü cevabımın başlığı ile ilgilidir. Bu başlıkta “ÖLÜRSEM ÖLÜME GELME” İbaresi yoktu. Sen bu başlık altında, benim cevabi yazımı aynen koyduktan sonra, devamla aynı sayfanın altına yanıtını vermişsin.

ÖLÜRSEM ÖLÜME GELME’yi benim yazımın başlığına koymakla bu sözü bana mal ettiğinin farkındamısın.Bu durumdan dolayı, sevenlerimin telefonla aradığını, niye böyle yazdım diye üzülenlerin olduğunu biliyormusun. Bu duruma mahal vermeye, kanımca ne hakkın, ne de yetkin var.

Bir açıklamada daha bulunayım. Tarihe dikkat edin. 06.01.2012 günü taziyemizde bulunanların yanlarında cenazenin kırkı ile, hakkındaki düşüncemi açıkladıktan sonra. 18.01.2012 günkü yazında, MUHTEREMLER diye hitabın benide içine aldığı için cevaplamam gerekti. Bu ilk sebep. İkincisi. YOKSA HİÇ DÜŞÜNMEDEN, ÖYLESİNEMİ KONUŞTUNUZ ?. Varsayalım ki düşüncesizce konuşulmuş bile olsa , Bu soruyu, sorduğunuz kişileri tanıyormusun.

Meğer bana hitaben yazıyorsun. Tarihi ve dini bilgi sahibi olmadığımı nereden biliyor da açıklama yapıyorsun. Buna niye gerek duydun.

Son olarak. Kim ne düşünürse düşünsün, 19.01.2012 günkü yazımın her zaman arkasındayım. Tüm Fethiyelilerin yolu açık olsun diyor, selamlarımı sunuyorum.

22.0102012 Y.Çalışkanoğlu

Merhabalar Yusuf abi.

Sondan başlıyayım! Ölünün ardından yapılan cenaze törenlerinin ayrılmaz parçası haline gelmiş olan “kazma takırtısı” ismi ile yapılan yemek, cenazenin defin sürecine katılmak için uzaktan gelmiş bu insanlara çay kahve ve aç olmaları ve merhumun ruhuna dualar okunmasına vesile oluşturması ve toplu halde anılması bakımından çoğu zaman, nezaket görgü ve misafirperverliğin gereği olarak da (yemek)ikramında bulunulur.

Bu yapılanca(Kazma Takırtısı),iki gün sonra üçüne gerek olmayabilir. Bazen merhumun naaşı, uzaktaki yakınları gelsin diye bekletilirken, merhumun defin günü, üçüncü gününe rastlar. (Defin günü)Yapılan bir yemeğin, hem kazma takırtısı, hemde üçü olarak anlaşılmasında bir mahsur yok.(Kendimi fetva veren mola olmak gibi memnun olmadığım bir hisse kaptırıyorum, böyle konuşunca; fakat bu hem haddimiz hemde maksadımız değil,yalnızca kendimi ve burada itibar görüp uygulanan geleneği ifade etmeye ve savunmaya çalışıyorum)

Henüz acımız harlı iken, 40. günde toplu halde merhumu rahmet ve hayırla anmak cenaze sahiplerinin psikolojik olarak rahatlatmakta. İnsan olarak kendi akıbetimiz hakkında moral bulmak ve ebediyete dek ayrıldığımız canımızı böylesi bir günle anmak, insanın yalnızlık hissinin ve acılara karsı koymaz gücünü artırıcı diye düşünmekteyim.

Senesi, ilk bayramı vb.günlerde de yemek dökmek bir zorunluluk olarak görülmeyebilir; fakat dileyen yapar. Bu günlerde de merhumun kabrini bir deste çiçekle ziyaret etmek ve bu maksatla bir araya gelen yakınlar ile onu rahmet ve hürmetle anmak ta anlamlıdır.

Bu gelenek öldürülürse hayır yapalım diye diye, üç zaman sonra “üçler aşkına” dönüşür, sonra insanlığa hayrın bin bir yolu var denip, yemek yerine hayır yapalım düşüncesi de ölür, diye endişeleniyorum.

Yusuf abi, ben fikrimin arkasındayım diyorsun ya, fikrinize saygım var; fakat fikrinize karşıyım, benim fikrim de budur.

Bilginizi “hafifsediğime yada yok saydığıma” dair ise, bu zannı yazımdan nasıl çıkardığınızı anlayamadım! Benim yazılarımı takip edenler hatırlayacaktır;bir kaç kez: ben köyde doğdum, köyde yaşıyorum, ortaöğretimden ötesini okumadım, benim aklım bana yetmez, dolaysıyla kimseye verecek kadar aklım yok vb. cümleler kurduğumu. Kısacası, ben köyümden dışarı çıkmadım, burada doğdum, burada yaşıyorum, kader bir cilve yapmazsa burada da hayatım sonlanacak ve burada defin edileceğim.

Tanrı herkese olduğu gibi bana da yüz akı ile geçirilecek bir ömür nasip etsin.

Bu paragrafla varmak istediğim nokta: Ben buyum,demektir. El memleket görmüş çağdaş uygarlığın göbeğinde olan ve sizde olup ta bizde olmaması muhtemel olan bilgi ve deneyim sizlerdedir. Keşke azda olsa bir ışık yansıtsaydınız.

Din imandan bahsime gelince insanın düşünce ve inançlarını tarihin büyük simalarına referans göndererek ve onların ışığından feyiz alıp kadim değerleri bu güne uyarlama, değerlendirme gayretinin bir sonucudur. Yani kendimizi (bize göreyi) yansıtmaya çalışmak.

Geçen yıl TUİK(Türkiye İstatistik Kurumu)’nun bir kitapçığı elime geçmişti. Kitapçığın bir bölümü ise Türkiye’de ki, bütün kütüphanelerde bulunan kitap sayısı ile ilgiliydi.Bu kaynakta,Türkiyenin “bütün kütüphanelerindeki” kitap sayısını on iki milyon üç yüz bin civarı bir rakam olarak açıklıyordu.

Başka kaynaklara müracaat ettim ve ulaştığım sonuç beni hayretler içerisinde bıraktı. Amerikanın Kongre Kütüphanesinde(bir tek kütüphane) otuz milyon cilt kitap, basılı eser varmış.

Bundan dolayı, benim bilgim yağmurlar sonucu oluşmuş bir avuçluk su birikintisiyken, kendimi kedimle sınırlamak yerine yüzyılların gerçek miraslarına, deryalara müracaat ederek, onlardan feyiz alarak düşünce ve inançlarımı arz etmeye çalıştım. Çabam yalnızca bu idi.


Birilerini üzmeye hak ve yetkim olup olmamasına gelince… 
Maksadımız o değildi. Düşünce inanç ile bunları ifade etme özgürlüğü bir insan hakkıdır… Bunun tartışma götürmediği bilgisi sizinde malumatınızdır, doğal olarak.AİHS ünlü Handyside[1] kararları, uygar dünyanın referansıdır bu hususta.

Dolayısıyla bu benimde referansımdır. Benden farklı düşündünüz yada bu dünya da böyle düşünenler var diye bende üzülüyor sonrada insanlığın yararı, bir kişinin üzüntüsünün önünde gelir diye kendimi teselli ediyor ve demokrat olmanın gereği olarak aykırı ve farklı olanı saygı ile karlıyor ve tahammül ediyorum.

“Tanrı hepimize hayırlı ömürler versin; fakat hayır, hayır yapalım diyerek bu geleneğin de canına kıyarsanız: “ölürsem ölüme gelmeyin.” sözümle sizi de kast etiğimi söylüyorsunuz. Evet bu geleneği öldürmek isteyenleri, dolayısıyla sizi de kast ettim.

“Ölürsem Ölüme Gelme” ibaresini iki maksatla söyledim. Biri bu sözün, bu geleneğin toplumsal dimağımızdaki ağırlığını belirtmek.Diğeri ise, sizin gibi hayırseverler başarılı olursa(Allah korusun),bu günkü çapta törenselleşmiş cenaze defin süreci ve bunlara yapılan ikramlar, ortadan kalkacağı için; “ölürsem ölüme gelme” adeti anlamsızlaştığından, ölüme de “gelemeyeceksiniz, doğal olarak.”

Yani,benden farklı düşüneni ölüm törenimde dahi istememek değil, bu zihniyet toplumun çoğunluğuna sirayet ederse, böyle bir iştirakin gerçekleşemeyeceğinin öngörüsünün de arzıdır.

Bir önceki yazımızda da değindiğimiz gibi, atamız bizler parmak kadar çocukken pipinin ucundan acık kestirecek diye bunun için yaptığı düğüne binler, on binler harcıyorken, bizim düğünümüze, mezuniyetimize, yaş günümüze, noel, bayram, yurt içi ve yurt dışı gezilerimize, bindiğimiz arabaya, ikamet ettiğimiz evimize… kesenin ağzını açıyorken düşünmüyor; her ailenin çınarı sayılan o kanımız, canımız atamızı ebedi istirahatğahına uğurlarken, bütün bunların anısına saygı icabı, iyi bir LAP TOP fiyatına denk bir bedelle, bizlere onca emeği geçmiş, bizlerle onca iyi kötü hatıra bırakmış, bizimle gülmüş, bizimle ağlamış, en tatlı yiyeceklere, en güzel eşlere, dostlara, eşyalara bizim sahip olmamızı istemiş, bizim başımızla başı ağrımış, bizim yaramızla yaralanmış, bizimkiyle yarası sağalmış, bebekken ağrıyan başımız, karnımız ve ikbalimiz için biz uyurken başımızda nice uykusuz geceler geçirmiş… bir insanın anısına,harcayacağımız üç beş kuruşun bir bakıma hesabını yapıyoruz.

“Baba evladına bir dağ bahsetmişte, evladı babasına bir cingil üzümü vermemiş,” misali, bize de bilmem şu kadar serveti kalmasına rağmen,bir bakıma onun kazancının bir zerresini ona harcamaktan imtina ederiz…

Bu benim geleneğime uymuyor, bu benim ahlakıma sığmıyor ve bu benim vicdanımı sızlatıyor ve içime sinmiyor. Elem duyuyorum…

İnsanlığa hizmetin bin bir yolu var. Bana göre (insanlığa hizmet ve en büyük hayırların başında gelen) her insanın yaptığı işi layıkıyla, insani bir sorumlulukla yapmasıdır.

Bariz bir örnek vermek gerekirse:pilot hata yaparsa, uçak düşer bilmem şu kadar insan ölür.Pilotun insanlığa hizmeti başta sorumluluğunu almış olduğu işi layıkıyla yapmaktır. Bu sorumluluğunda
lakayt olurda uçağı düşürürse ve vasiyetinde de  kazadan dolayı
sigortanın ödeyeceği meblağı, iş yerinin ödeyeceği iş
akdinden doğan tazminatlarının ve bütün servetinin tümünü Afrika’da ki açlara bağışlamış olsa dahi, bu pek hayırlı bir “hayır”değildir.

İnsan hayatıdır en büyük değer ve bir tek insanın hayatı bir cihanın servetinden daha kıymetlidir.

Ölüye hiç bir yemek ve hiçbir kurban bir yarar sağlamaz, dine inanıyorsa ölmeden önce, yaşarken onun kendini hakkın iradesine teslimiyet derecesi ve tanrısal adalet ve
lütuf cennet yada cehenneme biletini keser.

İnançlı değilse onun yaşarken kendisine, insanlığa, doğaya hizmeti ve onunla kurduğu ilişki, toplum tarafından hayırla yada nefretle anılmasına vesile olur.

Kanımızca hayır ve insanlığa hizmet, hem bir otomobil ustasının arızayı layıkıyla onarması, bir tek vidayı dahi ihmal etmeden sıkması, hem de insanlığa hizmet eden kurum ve kişilerle ilişkide olması, bu alanlarda da mücadele içinde olması ve aynı zamanda ise kendisi ve ailesinin sorumluluğunu, insanlığa sorumlulukla eş tutmasıdır.

Kendisine, ailesine… insanlığa sorumlu bir insan olarak bunca hizmet vermiş bu (her) insan gün gelir de ebedi istirahatğahına uğurlanırken bu hizmetlerinden ve (yalnızca)insan olduğundan dolayı törenle, saygıyla uğurlanmalı ve anılmalı…

Muradımız budur; konunun ezoterik manası lafı uzatır. Kutsal emir: “her can ölümü tadacaktır; dönüşünüz bana olacaktır,” şeklindedir.

Bu can da ölümü tattığında, beldemizdekine benzer törenle defin edilmek ve hiç değilse iki defada toplu olarak anılmak ve beni anmaya gelmiş olanlara da bir ikramda bulunulsun (bütün insanlar için de) ister. Başka, “o” türlüsüne gönlü razı olmaz…

Yani ben kendime diğer insanlara
(bu gün burada) yapılan, edilen ve edilmesi gerektiğine inandığımın yapılmasını ister ve yakıştırırım…

a.s.

26.01.2012

Kişinin kendine ettiğini

Kendi kendine

Kişinin kendine ettiğini

Edemez kişiye hiçbir fani

Bu hırsı, ne kıskanç kini, ne şarap

Ne de haşhaş edemez..

Kişinin kendine ettiğini tayfun, boran

Dağ, taş edemez.

Kişinin kendine ettiğini

Edemez Kişiye hiçbir fani

tutmazsa gerçek dost elini

kendi kendiyle baş edemez.

Kişinin kendine ettiğini

Sarhoş edemez, ayyaş edemez

Mezar soyan nebbaş edemez…

Mevlana


[1] AİHM, AİHS’nin 10. maddesine dair yerleşik içtihatlarında bulunan ve özelikle (Handyside-İngiltere kararı (7 Aralık 1976, seri: A no: 24), ve Fressoz ve Roire-Fransa no: 29183/95, § 45, AİHM 1999-I) kararlarında belirtilen temel prensipleri hatırlatmaktadır: İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve her bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini teşkil etmektedir. 10. maddenin 2. paragrafı uyarınca, bu kabul gören, zararsız veya kayıtsızlık içeren “bilgiler” ve “fikirler” için değil, aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir.


  |  Bu haber 5352 defa okunmuştur.

Köşe Yazıları  KATEGORİSİNDEN HABERLER

Barış Pınarı Harekatı

Barış Pınarı Harekatı Barış Pınarı Harekatı

Gazap Üzümleri ve Dinle Küçük Adam

Gazap Üzümleri ve Dinle Küçük Adam Gazap Üzümleri ve Dinle Küçük Adam

Öz eleştiri' mi, yoksa takkiye mi?

Öz eleştiri' mi, yoksa takkiye mi? Öz eleştiri' mi, yoksa takkiye mi?

Basına ve Kamuoyuna!

Basına ve Kamuoyuna! Basına ve Kamuoyuna!

''Dokunabilecekler''

''Dokunabilecekler'' ''Dokunabilecekler''

MHP'de Kurultay Komedisi!

MHP'de Kurultay Komedisi! MHP'de Kurultay Komedisi!

Geleneksel aklın İttifakı mı?

Geleneksel aklın İttifakı mı? Geleneksel aklın İttifakı mı?

1 Mayıs yaklaşırken!

1 Mayıs yaklaşırken! 1 Mayıs yaklaşırken!

Kilis ve düşen füzeler!

Kilis ve düşen füzeler! Kilis ve düşen füzeler!

Fotoğraf Makinesi Kampanyası ( 2008-2012-2015 )

2008 – Ahmet ASLAN: 400 EURO

2008 – Diğer arkadaşlar: 600 EURO

2008 – Toplam: 1000 EURO

Bitti

2012 - Seyit  ÇAĞLAR : 30 Euro  

  2012 - Aliman SEVİM : 40 Euro

  2012 - Ali ASLAN : 10 Euro

  2012 - Hasan AĞKAYA : 20 Euro

  2012 - Ali ALTUNOK :20 Euro

  2012 - Ali İhsan GÜLER : 50 Euro

  2012 - Metin ÖKSÜZ : 30 Euro

  2012 - Naki ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Rıfat ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 - Hüseyin ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 -Murat İLHAN

           (Zeynal oğlu):50Euro

  2012 - Fatma İLHAN

           (Hasan Kızı):10 Euro

  2012 -Zeynep KORYÜREK:20 Euro

  2012 - Elif GÜN :10 Euro

  2012 - Piri İlhan

          (Minnet oğlu):30 Euro

  2012 - Hüseyin YILMAZ

         (Güldalı oğlu):30 Euro

  2012 - Turabi TEMİZ : 20 Euro

  2012 - Hikmet GÜLER : 40 Euro

  2012 - Hüseyin İLHAN

           (İbrahin oğlu):20 Euro

  2012 - Hasan ÇEVİKER : 10 Euro

  2012 - Zeynep GÖÇER : 20 Euro

  2012 - Necmettin ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Sultan AKKOYUN: 50 Euro

  2012 - Ali Ekber PEKTAŞ : 20 Euro  

  2012 - Yusuf ALTUN  : 20 Euro

  2012 - Mehmet İNCE : 15  Euro

  2012 - Mustafa(Vaylo)

             OLGUN:50 Euro

  2012 - Ahmet OLGUN : 50 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN :10 Euro

  2012 - Aliseydi UÇAR : 50 Euro

  2012 - Veli ÇAĞLAR  : 10 Euro

  2012 - Fahri ÖKSÜZ  : 20 Euro

  2012 - Kasım YILMAZ : 50 Euro

  2012 - Kadir ÇAĞLAR : 20 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN

             DEDE:10 Euro

  2012 - Hacı ÖZSEVİM : 20 Euro

  2012 - Duran AYDOĞAN:30 Euro

  2012-Hüseyin Rahmi

          ÖZTÜRK:50 Euro

  2012 - Ahmet ÖZTÜRK (Köln):30 Euro

  2012 - Vahap ÇEVİKER :10 Euro

  2012 - Kenan GÜVERCİN : 10 Euro

  2012 - Sezai ALTUN : 10 uro

  2012 - Bektaş AKŞAHİN : 20 Euro

  2012 - Veli İLNCE : 10 Euro

  2012 - Ziyade ŞENKAYA : 10Euro

  2012 - Hasan KARAGÖZ :10 Euro

  2012 - Hasan AKDOĞAN : 10 Euro

  2012 - Hüseyin AKDOĞAN 10 Euro

  2012 - Turan GÖÇER : 10 Euro

  2012 - Cengiz SEVİM : 20 Euro

  2012 - Bektaş Hacı AKŞAHİN:10 Euro

  2012 - İsmail AĞKOÇ : 20 Euro

  2012 - Aliekber AKKAYA : 20 Euro

  2012 - Erdinç ASLAN : 10 Euro

  2012 - Ali ARKADAŞ :10 Euro

  2012 - Hasan (Fikriye)

             ÖZACAR:20 Euro

  2012 - Ahmet KAYGUSUZ

           (Arguvan’lı):10 Euro

  2012 - Avades ALTUN

            ( Der. Bşk.):50 Euro

  2012 - Havaşin MARKET

             (Arguvan’lı):20 Euro

  2012 - Hasan ÖKSÜZ : 10 Euro

  2012 - Haydar ER

            (Müslüm oğlu):50 Euro

  2012 - Tamam SOFU :10 Euro

  2012 - Musa ÇİFTÇİLER: 10 Euro

  2012 - REISE BIRO

     Firat, Ober-Ramstadt :20 Euro   

  2012 - Vahap ASLAN(Culfalı): 30 Euro

  2012 - EURO SÜPER MARKET

             DARMSTADT:20 Euro

  2012 - Hüseyin ER (Köln) : 50 Euro

  2012 - Vedat ÇALIŞKANOĞLU: 5 Euro

  2012 - Kamber ÇAKMAK : 5 Euro    

  2012 - Hüseyin AYDOĞDU

            (Şahin oğlu): 50 Euro

  2012 - Meliha YÜCEL : 50 Euro

  2012 - İsmail SEVİM

  (Haydar oğlu): 20 Euro

  2012 - Necati-Zekine KILIÇ :20 Euro

  2012 - Erdal ÇALIŞKANOĞLU: 20 Euro

  2012 - Hüseyin ÇALIŞKANOĞLU

           (Süleyman oğlu) : 20 Euro

  2012 - Yılmaz GÜLER: 20 Euro

  2012 - Mehmet AKDOĞAN:20 Euro

  2012 - Bektaş ile Hünkar

             ALTUN: 80 Euro    

  2012 -  TOPLAM : 1915 EURO  

   Bitti

2015 - Eski bozulan makinenin

           sigortasından alınan:75 EURO

2015 – Aliseydi KARGIN : 50 EURO

2015 – Erdoğan BIÇAKCIOĞLU : 50 EURO

2015 – Sefa ALTUN : 50 EURO

2015 – Murat İLHAN

(Sarhoş amcanın torunu):50 EURO

2015 – Abbas PEKTAŞ

(Yusuf oğlu): 50 EURO

2015 – Yusuf ALTUN : 30 EURO

2015 – Merdan ŞENOL : 50 EURO

2015 –  Hasan ALTUNOK

(Hüseyin&Hatice oğlu) : 20 EURO

2015 – Abbas KORYÜREK : 30 EURO

2015 – Hasan KARAKOÇ

 (Donjuan'ın oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri SOFU : 10 EURO

2015 – Haydar GÜN : 50 EURO

2015 – Hacı ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Abbas ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Ali Ekber AKŞAHİN : 20 EURO

2015 – Veli İNCE : 10 EURO

2015 – Ali Agırdemir (Köln): 50 EURO

2015 – Kasım YILMAZ : 50 EURO

2015 – Hüseyin YILMAZ

(Filip - Fattey bibini torunu):50 EURO

2015 – Hüseyin ÇİFTÇİLER : 50 EURO

2015 – Avades ALTUN : 50 EURO

2015 – Ali İhsan UÇAR : 25 EURO

2015 – Seyit ÇAĞLAR : 20 EURO

2015 – Hüseyin AKKAYA

( Yeter Oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri İLHAN : 50 EURO

2015 – Haydar ER : 50 EURO

2015 –  Hüseyin ÇAVUŞ

(Igdırlı):10 EURO

2015 – Naki ÖZSÜZ : 20 EURO

2015 – Mesut  İLHAN : 20 EURO

2015 – Hüseyin ÖKSÜZ

(Naki oğlu) : 20 EURO

2015 – TOPLAM : 1075 EURO

Bitti

2012 - Sayfası…

2015 Sayfası…


Fotoğraf Makine Kampanyası -2021

2021 - Ahmet ASLAN: 500 EURO; 2021-Ali ŞEN “Arguvan”: 500 EURO; 2021 – Zeynal AKDOĞAN: 200 EURO;  2021 – Ali ÖZACAR: 50 EURO; 2021 – Vahap İLHAN: 50 EURO; 2021 – Vedat İLHAN: 50 EURO;  2021 –Robert YANAR: 50 EURO; 2021 – Can YANAR: 50 EURO; 2021 – Özkan ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Ecevit ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Erol YILMAZ: 50 EURO; 2021 – Abbas YÜCEL: 50 EURO; 2021 – Metin İLHAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ÖZİLHAN: 50 EURO; 2021 – Zeynal ÜSTÜNER “Arguvan”: 100 EURO; 2021 – Eyüphan AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ŞENOL: 50 EURO; 2021 – Ali Ekber GÜLER: 50 EURO; 2021 – Hüseyin YILMAZ-Ali oğlu-: 50 EURO; 2021 – Oktay TURAN “İğdirli”: 50 EURO; 2021 -  TOPLAM:2150 EURO; 2021 – Latife ile Hüseyin GÜN “İstanbul” 1 ad. Video çekim için aydınlatma LED:1250.TL. ; 2021- Yusuf EROL: 200 TL; 2021 – MAKİNE VE LED AYDINLATMA ALINDI. KITILIMCILARA TEŞEKKÜR EDERİM. www.aliseydi-sevim.com

Bilgisayar Alımı : 650 Euro - 2022

Almanya Ober-Ramstad'dan, isminin açıklanmasını istemeyen Değerli bir arkadaşım: 650 EURO     Seyit ÇAĞLAR arkadaşımın öncülüğü ile. İkisine teşekkür ederim.

DUYURU TAKVİMİ

HARİTA: MALATYA FETHİYE

Aliseydi SEVİM Aliseydi SEVİM
Hele bakın gömleğimiz ne taraftan yırtılmış?
Aliekber Pektaş Aliekber Pektaş
Gül-güle büyük, efsane insan, lider: Fidel Kastro
Seyit Çağlar Seyit Çağlar
DAR AGACINA ASTILAR SEYIT RIZAYI,NEYLEYIM – Seyit ÇAĞLAR

LUZÜMLÜ TELEFONLAR



Kınay Çiçekcilik: 0 422 323 86 76
Kınay Çiçekcilik: 0 542 368 10 03

Karmen Çiçekcilik:0 422 323 10 84
Karmen Çiçekcilik:0 542 210 16 69

Sahan Yemek: 0 422 325 29 30
Sahan Yemek:0 530 227 02 79

Orhan Yemek: 0 422 336 88 22
Orhan Yemek: 0 533 720 20 09

Gülüstan(Sevim) Kuaför: 0 422 322 81 65
(Aliseydi) Karakaş Emlak: 0 422 324 20 60

Yazıhan Belediyesi: 0 422 751 40 54
Kaymakamlık Makamı: 0 422 751 42 12
Yazıhan Maliye: 0 422 751 41 12
Yazıhan Tapu: 0 422 751 42 00
Yazıhan Hastahane: 0 422 751 41 05
Yazıhan Nüfus: 0 422 751 42 30

Ziraat Bankası /Yazıhan:  0 422 751 44 03
Emlak / Nihat GÜLER: 0 422 325 15 34
Mobil: 0 532 794 24 02

Yazıhan Emlak / Kaya Emlak
Süleyman KAYA: 0 537 380 05 04

MASKİ
Malatya Su İdaresi
Arıza: 185
Genel Müd. :377 74 44
444 51 44

Elektrik Arıza
444 91 86

Telefon Arıza ve Bilgi
444 1 444

İnternet Arıza

444 1 375







FACEBOOK

Sık Sorulan Sorular

Sitemizin güncellenmesi devam etmekte.

2011 yılından bu güne kadar olan veriler işlendi; Açılmayan videoların sebebi, o videoların bulunduğu hesabımızı Youtube’nin silmesinden dolayıdır.

2011 yılı öncesine ait olan verilerin işlenmesi zaman alacak. Fakat hemen hemen geçmişe ait olan resimlerin tamamının kopyası var. Yakında onların tamamına nasıl ulaşacağınız açıklanacaktır.

Aradığınız eski haberleri bulmak için: Sayfamızın üst ve alt kısmındaki menüde “Arşiv” linkini tıklayınız. “Anahtar Kelime” karşılığına aradığınız haber başlığından bir iki kelime yazın, “Haber Ara” yı tıklayın.

Aradığınız kelime başlıkları sıralanacaktır. Büyük harfle aradığınızı bulamazsanız, küçük harflerle yazın.

Başka bir yolla “Google” ye yazıp arayın. Google sitemizdeki haberi bulur. Bütün bunlara rağmen aradığınız bulamazsanız,

Sitemizin alt ve üst kısmındaki "İletişim" menüsünü tıklayıp, bana mesaj gönderiniz.

Yazar isimlerinin sıralanması otomatik olarak, en son yazan yazarın en üste gelmesi şeklinde oluşmaktadır

Site Sloganımız: 2005 - 2022

2005 &  2022
www.aliseydi-sevim.com
aliseydisevim@gmail.com 

Otobüs Seferleri

                     OTOBÜS SEFERLERİ

         MALATYA                               FETHİYE

                                                          06,10

          07:15                                       08:30

          09:45                                       11:00

         13:30                                        14:45

         16: 00                                       17:00

         18:30                                        19:45

Tüm videolar

  Prof.Dr. Sinan CANAN
 

Prof.Dr. Sinan CANAN

İzlenme:7340

   
  Mutlu Olmak: Özgür Bolat at TEDxIhlasCollegeED
 

Mutlu Olmak: Özgür B

İzlenme:7390

   
  Prof. Dr. Acar BALTAŞ
 

Prof. Dr. Acar BALTA

İzlenme:6768

   
  DOĞA İÇİN ÇAL 4 - ALYAZMALIM SELVİ BOYLUM - HD
 

DOĞA İÇİN ÇAL 4 - AL

İzlenme:17138

   

Ayın Şiiri


Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır.


Bir lokma ekmek ( ve zevk) için şerefini çiğnetmeye;


bir anlık eğlence için servetini tüketmeye,


bir zamanlık mevki için el ayak öpmeye,


insanları ezip geçmeye,


günlük menfaatler için onurunu terk etmeye,


bir kısım insanlara kızıp


tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat!



Can Yücel


Mydeign Haber Temaları -http://habersitesikur.tk

Fethiye'nin Dünyaya Açılan Penceresi
Ekstrafikir.com mydesign haber temasıdır.